Türkçe dayatılan dil olmaktan çıktıkça, süreç daha doğal işleyebilecektir. Diller üzerinden açılmış yaralar da karşılıklı ve birlikte sarılılabilir. İrili ufaklı dillerin hepsinden dilbilimcilerin, edebiyatçıların “dillerin kardeşliği” için dayanışacakları, birbirini besleyecekleri alanlar az değil.
HÜSEYİN A. ŞİMŞEK
‘Uç hastalığı’
İfrata vardırılan her davranış, tutum, bakış açısı tahrifat ve tahribatla malüldür. 78 Kuşağı Solu’nun en tahripkâr ifratları, dogmalar ve şablonlar oldu.
Yasaklar ülkesine ‘elçi’ olmak da azaptır bazen
Yasaklar ülkesine ‘dış elçi’ olma azabının farklı bir yüzüne, St. Pölten AKM ve Cemevi’nin açılış töreninde tanıklık etmiştim. Alevi kurumlar adına konuşan herkesin, Türkiye’deki yasak ve baskılara dikkat çektiği o törende, Türkiye’nin Avusturya Büyükelçisi Nihat Balkan, kurdeleyi kesenlerden biriydi.
‘Devrimci abiler’ ve o ‘kadim mesele’
En gencimiz mücadele sahnesindeki kırk yılını geride bırakmaktayken, biz 78 Kuşağı’nın “devrimci abiler”i de o kadim meselede çoğunlukla ve önemli oranda “eril çember”in içindeyiz.
Yazarı, romanının kahramanlarına sayma ısrarı
“Çaktırmadan” karakterlerinden biri üzerinden kendini yazmaya kalkışmaktaysa bir yazar, söz konusu ürün “roman” sayılmaz.
Yoksula ‘kader’, zengine ‘keyfe keder’ depremler
Kafalardaki fay hatları, muktedirlerde farklı, yoksullarda farklı hareketlenir. Muktedirler ve onlar adına konuşup kalem oynatanlar, birer “kader uzmanı” kesilirler toplumun başına. Felakete asıl maruz kalanların kafası karıştırır, onları bilinç yarılmasıyla yüz yüze bırakırlar.
Viyana’da ırkçı partinin hezimeti, ırkçılığın gerilemesi değil
“İbiza skandalı”ndan sonra yaşananlar, aşırı sağcıların (ırkçıların) teşhir olmasında, yıpranmasında, güven vermeyen bir konuma sürüklenmesinde önemli bir rol oynadı. Irkcılar tarihi ve önemli bir dağılma yaşamakta; ancak bunun, ülke ve toplumdaki ırkçılık barometresinde bir düşüşe bağlanmasını haklı kılacak verilere sahip değiliz.
Dünyadan nasıl bir çıkış yapacaksınız?
Yerin altına gömülmek mi, yakılmak mı, sıvılaştırılmak mı yoksa? Birçok insan için çok önemli, bir o kadarı içinse “ne fark eder” denilen bir meseledir bu.
Kan ve gurbet ‘hukuku’ cenderesi
“Kan hukuku” ve “gurbet hukuku”: Birincisi, yeni vatandaki göçmen ve yabancı karşıtı bir milliyetçilik, ırkçılıktan; ikincisi, anavatandaki milliyetçilik, ırkçılıktan beslenir.
Beni hapishane yazar-şair yapmadı
Kimin ne zaman, nerede, ilk hangi sebepten dolayı yazmaya başladığıyla uğraşmak yarayı sağaltmaya çalışmak yerine, kaşımakla yetinmektir. Bu ise çoğu zaman yarayı azdırmaya sebep olur sadece.
Tarifesiz kalkar şiirden gemiler
Yolcu hesabına göre kalkmaz şiirden gemiler; tarifesizdirler ve kalan her bir yolcu için kalkacak bir gemi illaki vardır. Şiirden gemilerle yapılan yolculuklardan vazgeçmeme konusunda ısrarlı olmalıyız bu yüzden.
Avusturya’nın George Floyd’u: Marcus Omofuma
4-6 Mayıs günleri arasında Viyana, Klagenfurt, Linz, Graz, Salzburg, Innsbruck gibi kentlerde George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi protesto edildi. Göstericiler, Avusturya’nın yakın tarihinde benzer “sabıka” olduğunu da anımsattılar: Nijeryalı sığınmacı Marcus Omofuma!
O en ünlü rubai, Mevlana’nın değil ama…
O ünlü rubai başka biri tarafından ve hiç de bildiğimiz manaları içermeyen bir şekilde ortaya atılmışken, bize ulaşan hale neden ve nasıl geldi? “Yanlış mal edişler”i ve “dönüştürme’leri ortaya çıkarmak boş bir çaba değil.
Mardin, insanları ve güvercinleri
Bana, “iki elini kullanarak, terk ettiğin o coğrafyada dinlerin, dillerin, kültür ve uygarlıkların buluştuğu kentleri işaretle” deseler, parmaklarımdan birinin bastığı yer, kesinlikle Mardin olur.
Salgınları ‘terbiye kamçısı’ olarak kullanmak
Frengi bir salgın halini aldığında, herkes aşkın ve dünyanın işinin bittiğine hükmetti yüzyıllar önce. Beklenen olmadı. Sonra AIDS devreye girdi. Sıra korona virüsünde mi?